Amin Maalouf, bize sık sık Ortadoğuyu ya da Balkanları anımsatan bir coğrafyada, savaşın yaşandığı bir ülkede, düşmanlığın ve yabancılığın eşiğinde, tükenmekte olan bir dünyanın eğretilemesini sunuyor. Maaloufun Uzaktan Aşktan sonra ikinci librettosu olan Adriana Mater (Ana Adriana), bir yandan insanoğlunun unutulmaz trajedilerine ışık tutarken, öte yandan insanoğlunun bilmeyen sorunlarını ortaya koyuyor: Kıyam çağında yaşama tutunabilir miyiz? Her ne olursa olsun bağışlamak, cesaret midir yoksa korkaklık mı?