İstanbul’u arayıp oğlumla görüştüm. Televizyon almışlar, bilmem kaç ekran büyüklüğünde. Annesi de evlilik programı izliyormuş. Saatlerdir bu yazıyı yazmaya çalışıyorum. Büyük harf yazmam gerekiyor, küçük harfle yazıyorum. Siliyorum tekrar yazıyorum. Yanlışımı düzelteyim derken yazdığım bütün cümleyi bazen de paragrafı siliyorum. Yani resmen boğuştum uzun saatler boyunca. Asıl mesele kızımın “-ceksin, çaksın”larla biten cümleleri vurgulaya vurgulaya anlattığı bilgisayara kaydetme işlemi belleğimden uçup gitmiş. Ya da hiç uğramamış. Gün boyu kan ter için de boğuşa boğuşa yazdığım yazıyı nasıl kaydedecektim? Bilmeyince en kolay iş bile en zor iş olabiliyor. Sınayarak pekiştirmek gerekiyor. Kızımı bir kez daha arayayım.
-Alo, kızım…