Lunapark Kapandı

Lunapark Kapandı - Mario Levi E-Kitap İndir
Yazar(lar) Mario Levi
Kategori(ler) Roman, Edebiyat
Yayınevi Doğan Kitap
ISBN 9786051115511
Yıl 2005
Sayfa 646
E-Kitabı İndir
Beğen (1) Sorun Bildir
NOT: Bu E-Kitapın Tanıtımı yapılmış olup İsterseniz Yukarıdaki İndir Butonundan "Satın Al" alabilirsiniz.

Açıklama

Hayalleri, masalları ve yenilgileri olmayan insan, bu hayatı yaşadığını söyleyebilir mi?.. Ya o tutku hikâyeleri?.. Bizi bir yerlere götüreceğine hep inanmak istediğimiz, ancak kapımızı çaldıklarında her zaman dilediğimizce yaşayamadığımız, haklarını veremediğimiz o aşklar, sevgililer?.. İlişkilerimizde 'yasaklı' olan nedir, duvarı ören ve bize hissettiren kimdir aslında?..

İnci, zorlu, terk etmeler, terk edilmeler ve tuzaklarla dolu yolunda, tek başına ayakta kalma savaşı veren, otuzlarında genç bir kadındır. Yaşadıkları, bir laneti sonuna kadar, her ilişkisine taşımanın hikâyesidir. Aramızda yaşayan, konuşulamayan, üstü örtülmek istenen bir yalnızlıktır onun da yaşadığı. Dışarıya gösterilen kadın, içeride yaşatılan kadından çok farklıdır. Onu tanımak için, aslında sıkı sıkıya kapalı bir kabuğu aralamayı bilmek gerekir. Kabuğun derinlikleri çok yumuşaktır, çok sıcak ve hassastır. Ama kabuğu gerçekten aralamayı göze almak, yaralanmaya ve parmaklarını kanatmaya her zaman hazır olmak da gerekir. İnci bunu bilir de, kendisiyle ilişkiye giren erkekler ne kadar bilir?..

Geriye, kendilerine bir düzen kurduğuna inananların, hayatın neresinde olduklarını sormak kalıyor. Doğruyla yanlışın, haklıyla haksızın, suçluyla suçsuzun birbirine karıştığı bir dünyada, her an yıkılabilecek bir köprünün üzerinde yürüdüğünüzü, kendinize en son ne zaman sordunuz?..

Lunapark Kapandı' Sadece Bir Aşkı Anlatmıyor

Mario Levi, 'Lunapark Kapandı' adlı son romanında, yasak bir aşkın dünyasına giriyor...

Kırklarında, durmuş oturmuş bir hayatı, bir işi ve bir ailesi olan bir adam, genç bir kadına aşık olur... Hikâyenin çıkış noktasıdır bu. Ancak roman zamanla, otuzlu yaşlarında, bekâr, tek başına bir ayakta kalma mücadelesi veren bir kadının hikâyesine dönüşür. Hikâyenin baş kahramanı İnci, aslında çok büyük bir trajedinin kahramanıdır da aynı zamanda. Birçok kadının yaşadığı, ancak günümüzde kolay kolay konuşulamayan, dahası ısrarla örtülmeye çalışılan bir trajedidir bu.

Zamanla da tüm yerleşik değerlerin sarsıldığı ve tartışıldığı bir yere gelinir. Roman bu değerleri de tartışmak ve sorgulamak istemektedir. Bize öğretilen ve benimsetilmeye çalışılan bu değerler de kadar ve nereye kadar, üstelik kim için doğrudur?.. Aileler bizi her zaman dışarının tehlikelerinden korur mu? O kadar özlediğimiz aşkı, kapımızı çaldığında, gerçekten yaşayabiliyor muyuz? Kendimizi, özgürlüğümüzü yaşamakla, konforumuzu seçmek arasındaki sınır nerededir? Ya mesleklerimiz? Her zaman kendimiz için doğru bur yerde olduğumuzu söyleyebilir miyiz? Hayatımızı özlediğimiz ve istediğimiz gibi yaşayabiliyor muyuz gerçekten? Yaşayamıyorsak, neyi, ne adına sürekli erteliyoruz, ertelerken de neleri farkına vararak veya varmayarak ıskalıyoruz?.. Roman bu soruları soruyor, zaman zaman yanıtlıyor, zaman zaman da yanıtları okuyucuya bırakıyor. Çünkü bu yaşananlar bizim hayatlarımız, bu sorular bizim sorularımız...

Okur bir de romanın sonunda büyük bir sürprizle karşılaşıyor. Bu sürpriz de bu soruları hem daha anlamlı, hem de bir daha sorulur kılıyor.

(Tanıtım Yazısı'ndan)